Ucub ve Sum’a’nın Tehlikesi
İslam’da ibadet yalnızca bir görev değil, aynı zamanda Allah’a olan teslimiyetin nişanesidir. Fakat bu teslimiyetin içinde gizli bir tuzak yatmaktadır: Ucup (kendini beğenmek, ameline güvenmek) ve onun kardeşi Sum’a (yaptığı ameli duyurma). Bu iki manevi hastalık, kişinin salih amellerini dahi yok edebilecek güçtedir.
Amel Yeter mi?
Bir mümin olarak elbette namaz kılmalı, oruç tutmalı, sadaka vermeli, güler yüz göstermeli ve hayır işlemeliyiz. Ancak, bu ibadetleri yaparken kalbimizde “Allah benden razı olmuştur” gibi bir güven oluşuyorsa, işte orada büyük bir tehlike baş gösterir. Çünkü nice hadis ve ayette belirtilmiştir ki: “Onlar namaz kılarlar ama vay haline onların!”
Amelin Allah katında değeri olması için ihlasla yapılması yetmez; bu amelin kaynağını da doğru bilmek gerekir. Aksi takdirde yapılan ibadet, sahibine fayda değil, zarar getirir.
Ucup: Ameline Güvenmenin Hastalığı
Ucup, kişinin yaptığı iyi amellere kendini fazla kaptırması, onlara güvenmesi, bu amellerle cenneti hak ettiğini düşünmesidir. “Ben zaten namazımı kılıyorum, sadaka veriyorum, umre yaptım, medreseye yıllarımı verdim…” gibi cümleler, aslında kalpteki ucup virüsünün dışa yansımasıdır.
Kimi zaman ucup açık olur, kişi alenen kendini över. Kimi zaman ise gizlidir: “Estağfurullah abi, benim haddime değil” diyen ama içinde kendini büyük gören kimseler… Tevazu kisvesi altında gizlenmiş bir ucup, en sinsi hastalıklardan biridir. Ve bu gizli kibir, bazen açık kibirden daha tehlikelidir.

Sum’a: Ameli Anlatma Arzusu
Sum’a ise yapılan güzel ameli başkalarına anlatma, duyurma arzusudur. Bu, kişi bir salih amel işledikten sonra “Ben şu kadar bağış yaptım, şu caminin duvarını ben yaptırdım” gibi cümlelerle başlar. Halbuki Allah rızası için yapılan bir amel, yalnızca Allah bilsin diye yapılmalıdır. Sağ elin verdiğini sol el bile bilmemeli…
Zatî ve Ârızî Farkı
Ucup ve Sum’a’nın altında yatan asıl sebep, kişinin nimetleri kendi çabasıyla elde ettiğini sanmasıdır. Oysa İslam’da her şeyin kaynağı Allah’tır. Güneşin ışığı zatîdir; kendindendir. Ay’ın parlaklığı ise ârızîdir, yani güneşten aldığı bir yansıma. Bizim yaptığımız tüm iyilikler de bu ârızî türdendir. Allah’ın verdiği sağlık, imkan, irade ve niyetle o ameli yaptık.
Bir adam patronunun arabasını kullanarak onun önünden geçip hava atsa ne kadar komik olur değil mi? Biz de Allah’ın verdiği vücutla, akılla, imkânla yaptığımız işleri kendimizden bilirsek aynı şekilde gülünç, hatta acınacak duruma düşeriz.
Acizlik Makamı: Kulu Yücelten Tek Makam
Allah’ın kulda görmek istediği en kıymetli hal “hiçlik” ve “acizlik” makamıdır. İnsanın kendisini güçsüz, çaresiz bilmesi, ne kadar az olduğunu kabul etmesi, Allah’ın en çok sevdiği tavırdır. Çünkü Allah Azîzdir, biz ise aciziz.
Efendimiz’in ashabından Hazreti Ömer dahi, münafıklar listesinde ismi olup olmadığını merak etmiş, titreyerek sormuştur: “Ben de münafık mıyım?” Onun bile kendine güvenmediği bir yerde, bizim üç-beş amelimize güvenmemiz ne kadar doğru olabilir?
Çözüm: Gizli Amel ve Dua
Hadislerde kıyamet günü Güneş’in çok yaklaştırılacağı ve insanların amellerine göre ter içinde kalacakları belirtilmiştir. Fakat yedi grup insan, Allah’ın arşının gölgesinde gölgelendirilecektir. Bunlardan ikisi, ucup ve sum’a hastalığından kurtulmak isteyenler için önemli bir ders taşır:
Sağ elin verdiğini sol elin bilmeyecek kadar gizli sadaka veren kişi.
Tenhada Allah’ı anıp gözyaşı döken kişi.
İşte bu iki davranış, Allah ile kul arasında olan, sadece O’nun bildiği ibadetlerdir. Bunlar, sum’a ve ucup hastalığına karşı en etkili korunmadır.
Sonuç: Amel İflası Yaşama
Ucup ve sum’a öyle sinsi günahlardır ki, yıllarca yapılan amelleri sıfırlayabilir. Bir hoca efendinin dediği gibi: “Kabe’nin duvarını örsen bile anlatmaya başladığında o amel seni yüceltmez, iflasa götürür.” Çünkü o amel Allah’tan bilmediğin, kendine izafe ettiğin için ibadet değil, gurur vesilesi olur.
Allah bizleri, sadece amele değil, Rahmetine sığınanlardan eylesin. Güzel ameller işleyip, onları gizleyen, Allah’tan bilip acizliğini fark eden kullarından eylesin.
Sık sorulan sorular
Namaza başlamak istiyen herkes içindir. Erkek, kadın, çocuk, genç veya yaşlı. Herkes bu destekten faydalanabilir.
Namaz koçluğu tamamen ücretsizdir. Ekipteki arkadaşların tamamen gönüllü yürüttüğü bir çalışmadır. Amacımız Allah'ın rızasını kazanmak için başkalarının namazlarına vesile olmak ve bu konuda herkese destek lmaktır.
Bize bir WhatsApp göndererek koçluk başvurunu yapabilirsin.
Ardından arkadaşlar sizin için sabit bir koç ayarlayıp, tanışmanıza vesile olacaktır.
Evet, erkekler için erkek koç, kadınlar için kadın koç ayarlanıyor.
Programa kayıt olmak çok kolay! WhatsApp üzerinden bizimle iletişime geçerek adınızı, iletişim bilgilerinizi ve kısa bir açıklama paylaşmanız yeterlidir. Sizi en kısa sürede bir yol arkadaşıyla eşleştiriyoruz.
Kayıt işleminiz tamamlandıktan sonra, sizinle iletişim kurarak bir yol arkadaşı (buddy) atıyoruz. Yol arkadaşınız, sizinle WhatsApp üzerinden ya da yüz yüze görüşerek süreci başlatacaktır.
WhatsApp üzerinden kayıt olmak, hızlı ve kolay bir iletişim yöntemi sağlar. Anında destek alabilir, sorularınızı sorabilir ve kayıt işlemlerinizi kolayca tamamlayabilirsiniz. Ayrıca, her zaman ekibimize ulaşabilir ve sürecinizle ilgili güncellemeler alabilirsiniz.