Nasıl Zengin Olunur? Allah’ın Er-Rezzak İsmi Üzerine Derin Bir Tefekkür
İnsanoğlu olarak hepimiz zengin olmak isteriz. Fakat çoğu zaman bu arzuyu yalnızca maddi zenginlikle sınırlarız. Oysa gerçek zenginlik, sadece banka hesabındaki rakamlarla değil, kalpteki huzur, sağlık, iman ve ahiret sermayesiyle ölçülür.
Bu yazıda, İslam tarihinin en zengin sahabelerinden yola çıkarak, hem dünyada hem de ahirette zenginliğe ulaşmanın yollarını konuşacağız. Allah’ın Er-Rezzak isminin ne anlama geldiğini keşfedecek, rızkın gerçek kaynağını anlamaya çalışacağız.
Tarihin En Zengin İnsanları Sahabelerdi
İslam tarihinde zenginliğiyle meşhur olan sahabeleri şöyle bir hatırlayalım:
Abdurrahman bin Avf – Elon Musk ile kıyaslanabilecek düzeyde servete sahipti.
Osman bin Affan – Modern ölçüde 200 milyar dolar servetle Jeff Bezos’a denk.
Zübeyr bin Avvam, Talha bin Ubeydullah, Sa’d bin Ebi Vakkas – Dönemin en büyük yatırımcıları.
Bu isimlerin ortak özelliği, müthiş bir servete sahip olmalarına rağmen dünyaya değil, ahirete yatırım yapmalarıdır.Allah Resûlü (s.a.v.) tarafından daha dünyadayken cennetle müjdelenen 10 sahabeden beşi, bu zengin sahabelerdir.
Zenginlik Nereden Başlar?
Dünyevi zenginliğin formülü sandığımızdan daha basit:
“Sen ver ki Allah da sana versin.”
(Hadis-i Şerif, Sahih)
Rızık; yalnızca para, mal, mülk değildir. Rızık; sağlıktır, güzel ahlaktır, huzurlu bir aile, anlayışlı bir eş, sevgi dolu bir kalptir. Kimi zaman keskin bir zeka, kimi zaman gözyaşlarıyla edilen bir dua bile rızıktır.
Er-Rezzak Ne Demektir?
Er-Rezzak, Allah’ın “her türlü rızkı veren” sıfatıdır.
Bir karanlık gecede karıncaya ulaşan rızık,
Bir arıdan çıkan bal,
Bir inekten sağlanan süt…
Bunların tamamı, Er-Rezzak olan Allah’ın rahmet eliyle yaratılmış mucizelerdir.
Ve biz, bu nimetleri bazen doğrudan Allah’tan değil, vesilelerden biliriz. Tıpkı maaşımızı patrondan bildiğimiz gibi… Oysa patron da bir sebeptir. Hakiki rızık sahibi yalnızca Allah’tır.
Rızık Kaygısı, İmanı Aşındırır mı?
Zorluklar karşısında ilk taviz verdiğimiz şey ne yazık ki ahiretle ilgili sorumluluklarımız oluyor.
“Ders kaçsa ne olur?”
“Cuma’yı bu kez kaçırayım, müşteri randevusu var…”
“Kur’an okumayı bugünlük erteleyeyim…”
Bu tavizlerin altında çoğu zaman rızık endişesi yatar. Oysa balı arıdan, sütü inekten değil de Allah’tan bildiğimiz gibi, gelirimizi de Allah’tan bilmeliyiz. Sebeplere tutunmalı, ancak neticeyi Allah’a bırakmalıyız.
Ahirette Zengin Olmak
Ahiret, geçici olmayan tek zenginliğin yeridir.
Sahih hadislerde şöyle buyrulur:
“Kişi kıyamet günü Rabbine doğru ilerlerken sağında ve solunda yaptığı ameller görülür. Eğer iyiyse kurtulur, kötüyse cehenneme düşer.”
(Sahih Müslim)
O gün ne birikim ne de yatırımlar işe yarayacak. Sadece salih ameller, ihlaslı niyetler ve Allah’a güven ile yapılan işlerbaki kalacak.
Tevhit Bilinci: Her Şeyin Temeli
Yazının belki de en kilit noktası bu:
Rızık, Tevhit meselesidir.
Allah’tan başka rızık verici yoktur. Sebepler, sadece birer perdedir. Patron, müşteri, işveren… Hepsi, Allah’ın bize rızık vermek için kullandığı birer araçtır. Bunu unuttuğumuzda, kalbimizde gizli bir şirke yol açabiliriz. Dilimizle “Allah rızkı verir” desek de, amellerimizle başka kapılara bel bağlarsak samimiyet eksilir.
Peki Ya Biz? Ne Yapmalıyız?
İnfak edin. Allah için harcayın, Allah kat katını geri verir.
Sebebe tutunun, neticeyi Allah’tan bekleyin.
İmanınızı diri tutun. Haftalık ders, sohbet, Kur’an – iman için oksijendir.
Ahiret sermayesi biriktirin. Salih amel olmadan cennet hayal kalır.
Tevhit bilincini canlı tutun. Tüm rızkın kaynağının Allah olduğunu unutmayın.
Sonuç: Dünya ve Ahiret Dengesini Kurmak
Dünya için çalışmak farz, ahiret için yaşamak vaciptir. Bu dengeyi kuran sahabeler, hem bu dünyada zengin olmuşlar hem de Allah katında seçkin kullar arasında yerlerini almışlardır.
Sen de Rezzak olan Allah’a tevekkül ederek,
Helalinden çalış,
Gönlünden infak et,
Kalbinden Allah’a güven…
Ve unutma: Asıl zenginlik, “Allah’tan razı olunan kul” olabilmektir.
